1 Mayıs 2012 Salı

Volkanca...Uluorta....

' Hastalık bile, gece olunca kendini gösterir.Sen neden üzerine alınıyorsun.Ya da almalısın üstüne,gece olunca geliyorsan aklıma,hastalık gibisindir muhtemelen.Bilmez misin,insan hasta olunca,ondan kurtulmak için mücadele eder.O zaman kızma,sövme,bağırma ve en önemlisi ah etme...Her gün ,doğan güneşi göremiyorsan,o güneş doğmadığından değildir.Senin, güneşi görecek gözlerin olmadığındandır.
Edebi bir zenginlikle gömmek değildir aslında niyetim seni,ya da onu arkama alıp ,üzerine akın etmekte değil.Bir şarkı yazar ebediyete salarım gerekirse!Sen bilmezsin ben söyleyim,şarkıların kime yazıldığını bir tek şarkıda ki Özne bilmez:)bilmem anlatabildim mi,gecenin orta yerinde...'



'Hep bir şarkı olmak istemiştin.Şimdi yoksun,yoksun diye bilmiyorsun,kaç şarkının kaç mısrasında sen koktu!Belki de biliyorsun ve ben farkında değilim,bilmiyordur sanıyorum,Özne kendine olduğunu bilmez diye.Seni bana soruyorlar,bende bahsederken eski sevgilim diyorum.Ama bilirler mi ,kelimesel adı eski olan sen,içimde eski değildir!Çünkü bende eski,bir köşeye atılmış,kullanılamaz demektir.Oysa ben kalbimin en derinlerine atmış,yazarken,çizerken hep senden besleniyorum.O zaman sen,kelimesel ifadede eski,mantıksal olarak hiç eskimeyensin.Var mı ki,kalbimin derinleri eskidi,yaşlandı,ya da onlar da yüzümüzdeki kırışıklıklar gibi kırıştı deme şansımız...Yazsaydım şarkı olurdun sen bu cümleler bütünün de.Yazdım,okuyorsun,hemde şarkı olmadan....Demek ki iş sadece şarkı olmakta değil,cümleler birbiri ile kaynaştığında da ,melodiden yoksun pek anlamlı olabiliyormuş,bir düz yazıda!'

' Savrulup dururuz,yorumlar bütününde!Her kafadan ,her dosttan ,arkadaştan bir şeyler duyar,kendimize yakın bulduklarımızı,ördüğümüz duvara ekleriz.Uzak bulduklarımızın altını çizmeyiz,hemen bir kulağımızdan girer,öbüründen çıkıverir.Ve o fikirlere sahip,duygusallığını yaşadığın kişiden geliyor ise,objektif bulmayıp,ellerin söylediklerine inanmayı daha çok severiz.Sevgi bunun neresinde diye sormazlar mı?'

'Konu ne olursa olsun,3 farklı insan tiplemesi vardır yorumlarda.Biri cahil insan,biri yarı cahil insan,biri dolu(kültürlü)insan profilidir.Cahil insan yorumuna,verdiğin cevap ,onu ikna etmek ,ona anlatmak için yeterlidir.Adı üzerinde cahillik,doyuruldukça giderilen bir şeydir.Dolu insan,her ne düşünüyor,yorum yapıyor ise,onu mantığa,kaynağa dayandıran,okumuşluğun yaşamışlığın bilgeliği ile, o konuda ikna edebilen,ılımlı orta yolu buldurandır!Yarı cahil insan,en çok korkulanı,en tehlikelisidir.Hep bir ya da biraz fikre sahiptir,ama kulaktan dolmadır.Bilmekle bilmemek arasında kaldığı yerde,onu vazgeçirmekte,ikna etmekte hep zordur.Hiç bilmeyene anlatılabilir kolaylığıyla anlatılamaz'

'Seni vazgeçilmez kılan da,seni özel bir yere koyan da ,benim kocaman yüreğimdir.Bu senin,diğerlerinden ya da herhangi birinden çok farklı olduğunu düşündürmesin.Cümleyi yazan yüreğim,ona en olmadık zamanda anlamını yükleyen olmakla da tanınır!İlk düşündüğümüzde,ilk aşk diye,hep masum kıldığımız çocukluk aşkları gelir.O durumu masum kılan ,çocuğa yapılan masumluk yakıştırmasıdır.Sevişmeler olmadığından değil!'

'Her ayrılığın ilk günleri,çok keyiflidir,eğlencelidir.Üzerinden bir yük kalkmış gibi hissedildiğinden.Yalnız kalamadığında ,yapamadığın her şeyi birden yapabildiğini görür,ve oh be dersin ilk zamanlarında.Sonra yastığa başını koyduğunda,dört duvar arasında yüzleşmelerin başlar.Ara ara kalbini,varlığını,acıdığını hissedersin!ya sonra?İşte o sonrasında,başbaşasındır hayatın tam ortasında!Neden mi?Herkese her sözü anlatırsın,çünkü dil söyler,ama kalbine yüreğine anlatamazsın.Dilin söylediğini,kalp dinlemez!'

'Yalnızsındır,neden yalnızım diye isyan ederek birazda!Geçmişe dönersin,nereleri atlamışım,nereleri zamanın gölgesine kaptırmışım diye.Atladığın,okumadığın yerler vardır,hayat kitabının senin için yazılmış mısralarında.Farkına vardığın evre,iş işten geçmiş olan,ama idrak edebildiğin evredir.Ne yani!Eğer yalnızsan,mutlaka atladığın bir yerler vardır demek mi bu!Ona da sen karar ver!'

'İçki delikanlıyı susturur,deliyi coşturur derler.İçip içip sarmalarım,içip içip yazmalarım,beni deli mi yapar!Yoksa içimdeki deli,sadece içince mi dillenir?Yoksa o deli hep var,dellenmek için bir sebep mi arar!'

'Gecenin olmadık vaktinde bu uluorta, Volkanca yazmalar da nereden çıktı diye sormalı mı,yoksa okudukça,kendimizce hayata dair bu isyanlardan ,benimkine yakın diye yakalayıp,sorular da sorgular da genelde ortak mı diye düşünmeli!'


Volkan Koşar








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder