7 Ocak 2013 Pazartesi

Günümüzün Sevgisinin HESAPLAR ZİNCİRİ


     Soğuk bir ocak ayı,günlerden pazartesi ve hep yeni yıla yakın günümüze düşen kar,yeni yılın ilk haftasında karşıladı bizi..Okul çağındaki insanlarda ,yarın okullar tatil olur heyecanı,hayat kavgasındaki insanlarda ,tez elden sağ salim ,kara buza takılmadan sıcak yuvama ulaşayım kaygıları.Evde bizleri bekleyen sıcak aile kokusu,televizyonlarda izlenmeyi bekleyen diziler,yarışma programları,filmler…Her gün aynı şeylerin,bize sunulmuş zaman diliminde ,yapılacaklar listesi gibi.Değişen sadece takvimlerdeki sayılar ve saatin akreple yelkovanının birbirini kovalaması belki de.Kaldı ki onlar bile ,bir süre sonra aynı kovalamacayı tekrarlayıp duruyor…Sonra bir bakıyoruz aynı şeyler dediğimiz şeylerde,değişime uğruyor.Özlemini duyar oluyoruz,yaşamadığımız şeylerin.Bu dönemde yaşayıp,bu dönemi eleştirir olabiliyoruz mesela.Bu dönemde, teknoloji ile algılarımızı çok çabuk açıp,tabu olan şeyleri bile çok çabuk yıkabiliyor,ulaşılmaz olana çok rahat ulaşabiliyoruz.Ulaştıkça kısmen mutlu oluyor,mutsuz olunca da,benim yaşadığım dönem bu dönem olmamalıymış diyebiliyoruz.Ve hemen yaşamak istediğimiz,ya da bizim için yaşanması gereken yılların 70 li yıllar olduğunu düşünüyoruz…Düşünüyor muyuz?Hep SEVGİ ile alakalı sohbet açılınca,Kahramanımız YA TÜRK FİLMLERİNDEN ,ya da en yakınımızda ANNE VE BABAMIZIN uzun süren evliliklerinden.O dönem sahip olsalardı bu kadar çokluğa,onlarda düzenin bir parçası olurlar mıydı?Yani bütün olay ÇOKLUK-YOKLUK kıyaslaması mı?
 
      Ufkumuzun algımızın genişlemesi,kullandığımız materyallerin çoğalması ile,ilişkilere bakışımızda materyalistleşiyor beklide.Eleştirdiğimiz çokça oluyordur,ARTIK İLİŞKİLER ÇOK MATERYALİST diye…Ah onun mesleği bilmem ne,arabası da var,evi de varmış gibi gibi diye giden en son SSK sı var mı? Sorusuna kadar uzanan HESAPLAR ZİNCİRİ…Peki, bu bir zincir ise,halkalardan oluşur,bu halkanın neresindeyiz?Hiç mi parçası değiliz ya da olmadık?Bu zincirin oluşmasına hiç mi katkıda bulunmadık,içine hiç mi dahil olmadık…Olmadıkta mı sorguluyoruz,’benim dünyam hep pembe’. ..’Peki neden bu dünya kara’.’Sevgiden bir haber ve sadece hesaplar üzerine kurulu bu dünya’ isyanlarıyla…Yoksa en başından beri,bize sunulmuş bir düzen var ve biz o düzenin parçası oluyoruz ister istemez,sonrasında o düzende gereken hesapları kendimizde yapıyoruz mu aslında?
  O zaman neresinde kaldı MEVLANA’nın ,’NE OLURSAN OL YİNE DE GEL’ şeklindeki sevgi çağrışımı ya da SEV KARDEŞİM diyen o tatlı heyecanlar….Yalnız sözlerde,yalnız dizelerde,yalnız ŞARKILARDA MI?
  

Devamını okuyun...>>